Clarkein Doru Taylari - Berent, Orhan
12,99 €
inkl. MwSt.
Versandkostenfrei*
Versandfertig in über 4 Wochen
payback
6 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Hepimiz siyah-beyaz bir fotografin icindeydik ve ellerimiz arkadan kenetlenmisti. Orhan Berentin, ismini Altayin efsane futbolculari Clarke kardeslerden alan yeni romani Clarkein Doru Taylari, 1970ler Izmirinin kozmopolit yapisini saglam bir kurgu icinde aktaran cok renkli bir kitap. Basindan sonuna, farkli dinler ve etnik kökenlere mensup insanlarin birbirleriyle olan iliskilerine odaklanan bu etkileyici dönem kitabi, Alsancak Garindan Sirinyer Hipodromuna ve at yarislarina uzanan dinamik arka fonunun önünde, dokunakli bir ask hikayesi anlatiyor. Tek bir günü betimleyen sarmal öyküsünün satir…mehr

Andere Kunden interessierten sich auch für
Produktbeschreibung
Hepimiz siyah-beyaz bir fotografin icindeydik ve ellerimiz arkadan kenetlenmisti. Orhan Berentin, ismini Altayin efsane futbolculari Clarke kardeslerden alan yeni romani Clarkein Doru Taylari, 1970ler Izmirinin kozmopolit yapisini saglam bir kurgu icinde aktaran cok renkli bir kitap. Basindan sonuna, farkli dinler ve etnik kökenlere mensup insanlarin birbirleriyle olan iliskilerine odaklanan bu etkileyici dönem kitabi, Alsancak Garindan Sirinyer Hipodromuna ve at yarislarina uzanan dinamik arka fonunun önünde, dokunakli bir ask hikayesi anlatiyor. Tek bir günü betimleyen sarmal öyküsünün satir aralarinda, 1960lar ve 1970ler Türkiyesi ile ilgili önemli göndermelerde bulunan Clarkein Doru Taylari, mübadele yillari, dünya savaslari, 6-7 Eylül olaylari gibi toplumsal belleklerimize iz birakan önemli tarihi vakalarin halkin üzerindeki etkilerini elestirel bir süzgecten geciriyor. Türkler, Levantenler, Yahudiler ve digerleri, bir yaris öncesi Sirinyer Hipodromunda toplanmis, gözleri pistte, kosacak taylari heyecanla bekliyorlar. Dikkat kesilmis gözbebeklerinin ardinda ise onyillara yayilmis ve kesismekten helak düsmüs hayatlar, anilar var. Ve bankolar, plaseler, sürprizler... Orhan Berent, Demokrat Parti iktidarinin son yillarinda filizlenen; ancak asiklarinin, tutkularini sadece birbirlerine degil, kendilerine bile itiraf edebilmek icin on üc yil bekledigi, tuhaf bir iliskiyi anlatiyor. Bunu yaparken, Jolanda ve Sefikin yani sira, yardimci karakterlerin öykülerine de kayitsiz kalmiyor; yetmisli yillarin basindaki Izmiri tüm canliligiyla resmederek, geri dönüslerle de Birinci Dünya Savasindan Milli Mücadeleye, 1915ten Mübadeleye kadar uzanan bir sürecte, okurun sehrin ruhuna nüfuz edebilmesini sagliyor. Hipodromu dolduran yarisseverleri kosudan birkac dakika önce güdüleyen en kuvvetli duygu, risklerin ve sürprizlerin olmadigi siradan anlarin, birazdan yerini heyecana birakacak olmasiydi. Bahis icin bilet almak, at yarisi oynayanlara kolaylikla baska bir dünyanin kapilarini aciyor, kisa bir süre de olsa kaderlerine hükmedebileceklerinin illüzyonunu yaratiyordu. Kazanma ve sahip olmanin hayali bile baslarini döndürüyordu...