Yirminci yüzyilin en ünlü kadinlarindan biri olan Marie Curie, gercek anlamda bir öncüydü. Radyum ve polonyum gibi iki radyoaktif elementi kesfetmesiyle taninan Marie Curie, Nobel Ödülü kazanan ilk kadin olmasi yaninda iki ayri bilim dalinda - 1903te kocasi Pierre ile birlikte Fizik ve 1911de tek basina Kimya - Nobel ödülü kazanan ilk bilim insaniydi. Bu biyografide Marie Curienin laboratuvarda ne kadar parlak ve yaratici oldugunun yaninda laboratuvar disinda da ayni derecede tutkulu oldugu acikca ortaya konuyor. Esinin 1906daki zamansiz ölümünün yasini tutarken, Sorbonneda fizik profesörü olarak görevlendirilen ilk kadin oldu; iki parlak kizini özveriyle yetistirdi, röntgen ekipmaniyla donattigi cok sayida minibüsü Birinci Dünya Savasinin ön saflarina sürdü; Albert Einstein ve yirminci yüzyil fiziginin diger kuruculariyla arkadas oldu; iki ABD baskaninin destegini kazandi ve dünyanin dört bir yanindaki genc kadin nesillerine bilimi bir yasam bicimi olarak sürdürmeleri icin ilham verdi. O bir fizikci, bir es, bir anne ve cigir acan bir profesyonel kadindi. Bu biyografi, bilimsel kesif ve kisisel bagliligin ilham ve heyecan verici bir öyküsüdür. 1934teki ölümünün ardindan Albert Einstein, Marie Curie, tüm ünlü kisiler arasinda, söhretin yozlastirmadigi tek kisidir diyecek kadar duygulanmisti.
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno