Tarih Yazimi, Ölü Diller ve Arkeoloji - Ünal, Ahmet
25,99 €
inkl. MwSt.
Versandkostenfrei*
Versandfertig in über 4 Wochen
payback
13 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Geri kalmis toplumlarin gidisat ve gelismelerini gizliden gizliye titizlikle izleyen, denetleyen ve yönlendiren görünmez gücler ve yazisiz yasalar vardir. Ilgili toplumlarin gecmislerini arastirarak ise baslarlar. Ona bakarak hali hazirdaki durumlarini ve geleceklerini yönlendirir, tarihe ve arkeolojik verilere ekonomiye, dine, kültüre ve politikalara diledikleri gibi sekil kazandirirlar. Asiri merak sonucu olmadik arastirma ve kurgu romanlarina konu olsalar da, onlar kimlik ve gizemlerini bir türlü ele vermezler. Oryantalistler bu itici enstruman ve dinamiklerin en önemlileri arasindadir ve…mehr

Andere Kunden interessierten sich auch für
Produktbeschreibung
Geri kalmis toplumlarin gidisat ve gelismelerini gizliden gizliye titizlikle izleyen, denetleyen ve yönlendiren görünmez gücler ve yazisiz yasalar vardir. Ilgili toplumlarin gecmislerini arastirarak ise baslarlar. Ona bakarak hali hazirdaki durumlarini ve geleceklerini yönlendirir, tarihe ve arkeolojik verilere ekonomiye, dine, kültüre ve politikalara diledikleri gibi sekil kazandirirlar. Asiri merak sonucu olmadik arastirma ve kurgu romanlarina konu olsalar da, onlar kimlik ve gizemlerini bir türlü ele vermezler. Oryantalistler bu itici enstruman ve dinamiklerin en önemlileri arasindadir ve icinde yasadigimiz Anadolu topraklarini da siki mercek altinda tutarlar. Cogu insan olup bitenlerin farkinda degildir. Öyle ya, hemen herkes Yakin Dogunun en büyük zenginliginin petrol oldugunu sanir. Oysa uygarligin besigi olmasi hasebiyle arkeolojisi kültürel sahada tamamlayici bir unsur olarak onunla at basi gider. Petrolden yoksun Türkiyenin yegane metasiysa, madenler yaninda coguna kendi milli varligi olarak bakmadigi ve agirlikli olarak turizm acisindan degerlendirdigi arkeolojidir. Her iki nimet de Batili arastirmaci ve emperyalistlerin dikkatini cekinceye kadar, bölgenin neredeyse tamami TürkOsmanli kontrolü altindaydi, ama onlarin umurlarinda degildi. Oryantalizmin politik, edebi, askeri ve ekonomik yönleriyle ilgili cok sey yazilmistir, ama Arkeolojiye ve Eski Cag arastirmalarina, bilhassa Anadoluya dönük olarak saglam bir arastirma yoktur. Toplumlar tarihi ve arkeolojik degerleri kendi cikarlarina göre degerlendirmesini bilmedikleri, baskalarinin sömürü ve yagmasina biraktiklari sürece onlara sahip olmanin ve müze ve ören yeri bekciligi yapma disinda hicbir yetkiye sahip degillerdir Konu, tarihi, arkeolojik ve fi lolojik buluntular ile eserleri bagrinda barindiran geri kalmis ülkelerde agirlikli olarak Dogu, yani Oriyent yasayan insanlarin, gecmislerinin, Batili bilim insanlari tarafindan nasil kesfedildigi, derlenip toparlandigi, desifre edildigi, sistematik olarak degerlendirildigi, en önemlisi bircok acidan cikarci ve göresi yorumlanmasinin yapildigi, diledigi bicimde sekillendirildigi ve bilim ve etik kurallari cignenerek acimasizca sömürülmesi olarak özetlenebilir. Ve bu arastirmada bu muglak kavramin ne oldugunu, arkeoloji dahil Eski Cag bilimlerini ve tarih yazimini nasil etkiledigini ve bicimlendirdigini anlatilacaktir. Oryantalistlerin ana hedef tahtasi bu topraklarda oturan ve hüküm süren Türkler, tarihi kaynaklari ve arkeolojik eserleri kendi kültürel gereksinme, yapilanma ve cikarlarina uygun ve bagimsiz olarak yorumlayan, aciklayan, özümseyen bir bilim ve yöntem gelistirememis, kendi milli dilleri Göktürkce dahil, sayilari yarim düzineyi asan ölü dilleri iceren metinleri birakin desifre etmeyi, kendi anladiklari bicimde ve has cikarlari ve görüsleri dogrultusunda okuyamamis, Batililarin Tevrat, Incil ve Hellenizm üzerinden el koyup essiz kaynak olarak kullandiklari diger maddi ve manevi degerleri görmezlikten gelmislerdir. Türkiyede arkeoloji tüm Eski Cag bilimlerinin lokomotifi olarak algilanmaktadir ve uygulandigi sekliyle bilim degil, görsel bir sanat dalidir. Sadece kazi bilimidir ve buluntularin yorumuyla ilgilenmez. Yürütülmesi gayet kolaydir, üstelik prestijlidir. Özel yapisi ve Misir ve Inka arkeolojisinin etkisiyle gizlerle dolu oldugu sanilir, arkeologu gizem avcisi konumuna sokar, dolayisiyla okült baglantilari vardir, sosyetiktir ve entelektüel bir ugras gözüyle bakilir. Arkeoloji bu kadar basite indirgenip eskilerin bilimi yerine kazi bilimi haline dönüsünce, bazi istisnalar disinda Türkiyede kazi yapan kisilere arkeolog dememek lazimdir. Nasil ki mermer ocagindan söktügü taslari mimarisinde, heykeltrasliginda kullanma yeteneklerinden yoksun, Cine pazarlayan ve cebini sisiren bir tasocagi baronuna tas ustasi diyemezsek, ayni sekilde kazdigi, buldugu eserlerin bagimsiz yayinini, yorumunu ve degerlendirmesini yapamayan, sürekli Oryantalistlerin güdümünde ve onlarin her türlü destekleriyle calisan kimselere de arkeolog demememiz gerekir Kitapta tüm bunlar ve yakindan iliskili diger konular, acik ve acimasiz bir dille anlatilmistir.