Tarihciler tarihin ne oldugu sorusuna zaman icinde birbirinden farkli yanitlar vermislerse de gecmisin gecmiste kalmayi reddedip karsimiza her seferinde yeni bir yüzle ciktigi, hatta gelecegin sekillenmesinde söz sahibi oldugu konusunda büyük ölcüde hemfikirdir. Bu kitap tarihin bu anlamda ne denli genis bir calisma alani oldugunu bize hatirlatirken, bir yandan da disiplini sekillendiren ve alanin dogasindan ileri gelen gerilimlerin ve düzenli tartismalarin canli bir manzarasini sunuyor. Gectigimiz on yillar icinde tarihcilerin yeni aktörlere, yeni mekanlara ve yeni nesnelere yönelmesiyle birlikte tarih disiplininin nasil degistigini ve tarihyaziminin gelenekleri ile yenilikleri arasindaki gerilimi carpici örnekler üzerinden ele aliyor. Akademik, kamusal, popüler ve diger baslica tarihyazimi türleri arasindaki farklar ve örtüsmeler ile tarihcinin kaynaklarinin erisilmesi zor, zaman zaman da sorunlu dogasi hakkinda sorular soruyor. Gecmise dönük bir disiplin olarak tarihin kendi gelecegine nasil baktigini, alana ilgi duyan herkesin kolaylikla anlayabilecegi sade bir dille gözler önüne seriyor.
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno