Türkistan bölgesinin Islamlasmasi, hic süphesiz, Türk tarihi acisindan yeni bir dönemin baslangicini teskil etmektedir. Zira Islamiyet, Türk milletinin sadece manevi dünyasini sekillendirmekle kalmamis, ayni zamanda onlari küresel ölcekte söz sahibi bir güc haline getiren tarih dönüsümlerin önünü acmis ve güclü devlet gelenekleri olusturmalarini mümkün kilmistir. Cografi olarak büyük ölcüde Türk topluluklarinin yasadigi bir saha olan Türkistan, tarih boyunca farkli isimlerle anilmistir. Eski Iranlilar bu bölgeyi Turan, Araplar ise Maveraünnehir olarak adlandirmislardir. Batili arastirmacilar ise genellikle Türklerin yurdu ya da dogrudan Türkistan tabirlerini kullanmislardir. Ancak 1920li yillardan itibaren Sovyetler Birliginin uygulamaya koydugu yeni terminolojiyle, binlerce yildir Türkistan olarak bilinen bu topraklar Orta Asya veya Merkezi Asya gibi kavramlarla ifade edilmeye baslanmistir. Oysa bugün Orta Asya veya Merkezi Asya denildiginde, esasen bütün Türk dünyasinin kadim ata yurdu olan Türkistan bölgesi kastedilmektedir. Bu calismada, söz konusu Türkistan cografyasinda Ehl-i Sünnet anlayisinin olusum süreci ile Ahmed Yesevnin ögretisi ele alinmistir. Özellikle bölgedeki Türk halklarinin Ehl-i Sünnete dair fikh, itikad ve tasavvuf boyutlari incelenmis; bu anlayisin Türklerin mill kimligine, din hayatina ve kültürel yapisina olan etkileri degerlendirilmistir. Ayrica Ahmed Yesevnin din anlayisi, temel görüsleri, mezheb yönelisleri ile onun Türk-Islam kültürüne katkilari ve düsüncelerinin Türkistandaki yayilimi da arastirilmistir. Bu calismanin, ilgili alanlarda yapilacak daha ileri akademik arastirmalara katki saglayacagi kanaatindeyiz.
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno