10,99 €
inkl. MwSt.
Versandkostenfrei*
Versandfertig in über 4 Wochen
payback
5 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Modern insani diger primatlardan ayiran, onlara üstün kilan nedir 1980lerden bu yana hakim görüs, MÖ 50.000 civarinda yasanan bir bilissel devrimin bu ilerlemeye yol actigini ve Homo sapiensin dünyanin efendisi olup diger insan türlerini yeryüzünden sildigini öne sürüyor. Clive Finlayson ise güncel genetik verilere dayanarak bambaska bir hikayenin mümkün oldugunu savunuyor. Modern insanlar ve Neandertaller arasinda sanilandan cok daha fazla etkilesim yasandigini, Afrikali olmayan tüm insanlarin bir miktar Neandertal geni tasidigini artik biliyoruz. Üstelik Neandertal davranislarini…mehr

Produktbeschreibung
Modern insani diger primatlardan ayiran, onlara üstün kilan nedir 1980lerden bu yana hakim görüs, MÖ 50.000 civarinda yasanan bir bilissel devrimin bu ilerlemeye yol actigini ve Homo sapiensin dünyanin efendisi olup diger insan türlerini yeryüzünden sildigini öne sürüyor. Clive Finlayson ise güncel genetik verilere dayanarak bambaska bir hikayenin mümkün oldugunu savunuyor. Modern insanlar ve Neandertaller arasinda sanilandan cok daha fazla etkilesim yasandigini, Afrikali olmayan tüm insanlarin bir miktar Neandertal geni tasidigini artik biliyoruz. Üstelik Neandertal davranislarini inceledigimizde sanilanin aksine bilissel acidan modern insanin gerisinde olmadiklarini, hatta kendi sanat ve ritüellerinin oldugunu görüyoruz. Neandertal davranislarinda uzmanlasan Finlayson ve ekibi, bize Neandertallerin kus yakalama stratejilerini gösteren kanitlar sunuyor ve bu kuslarin sadece besin amacli avlanmadiklarini, tüylerinin de sembolik amaclarla kullanildigini gösteriyor. Cebelitarik kazilariyla elde edilen sanatsal örnekleri de Neandertal zekasinin bir göstergesi olarak takdim ediyor. Asla sanildigi türden bir Homo sapiens devrimi yasanmadigini, modern insan davranisinin aslinda Neandertal ve modern insan topluluklarinin etkilesimiyle ortaya ciktigini savunan Finlayson, kimi davranislarimizin tamamen Neandertal kökenli olabilecegini ileri sürüyor. Böylece insanin kökenine dair klasik anlatiyi tersyüz ediyor ve bize yeni sorular sormamiz icin bir kapi araliyor.