Türk edebiyati, cagdas cizgiye yönelisinin ilk zamanlarindan itibaren gerek öykünmeyle gerek uyarlamalarla Batidaki esasli eserlerin örnegini kendi icinde de vermeye calismistir. Her yerde, her alanda görülen bu yenilesme cabasi, halki egitmede birincil arac niteliginde olan sözde yani edebiyatta da görülmüstür. Bu anlayisla Sinasiden baslayarak bir yenilikler silsilesi edebiyatin yönünü Batiya yöneltmistir. Bu düsturla kaleme alinan eserlerde sorgulama, mücadele ve analitik düsünce öne cikmistir. Ebussüreyya Sami de bu anlayisla hareket ederek Türklerin Sherlock Holmesü Amanvermez Avni olarak adlandirdigi bir dedektif tipini ortaya cikarmistir. Birkac öykü disinda genellikle Istanbulda gecen öykülerden olusan dizide, polisiye olaylarin yaninda simdi hayatimizda olmayan Istanbulun önemli mekanlarini da görürüz. Neredeyse her milletten insanin yasadigi hayal gibi bir Istanbul önümüze cikar. Avni kararli ve tuttugunu koparan bir dedektiftir. Dünya bizim icin yeterince büyük. Hayaletlere ihtiyacimiz yok. diyen Sherlock Holmes gibi hicbir seyin gizli kalmamasi icin savasir ve bu ugurda defalarca canini da tehlikeye atar.
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno







