Soner Oguz ikinci öykü kitabi Belki Ebabiller ile öykü yolculuguna güclü bir halka daha ekliyor. Insanin icsel yalnizligini, toplumsal savruluslari, kadin erkek iletisimsizligini kliselere düsmeden hatta yer yer kliselerle alay ederek özgün bir dille anlatan Oguz, kurmacalarini dildeki basarisindan ödün vermeden postmodern tekniklerle harmanliyor. Kitaptaki öykülerde rahat, akici bir üslupla carpici anlam adaciklari insa eden yazar; ne bireyi ne toplumu göz ardi ediyor; sahici diyaloglar, samimi monologlar sayesinde öyküleri ayni anda hem toplumsal olana hem de bireysel olana dogru genisletiyor. Ironik anlatimlarin da yer aldigi öykülerde nüktedan dil kimseyi incitmiyor, dogrudan sesin sahibine yönelerek safca bir muhasebenin ortaya cikmasina olanak veriyor. Siirsel söyleyisin imkanlarini realiteden, gerceklikten kopmadan eserlerinde kullanan Soner Oguz, Belki Ebabiller kitabinda insana, hayata, aska, tarihe, hüzne, yalnizliga, umuda ustalikli bir mesafeden isik tutuyor. Dövmüyor, sövmüyor, ardimdan celme takmiyorlar. Belki yarin gülerim bile. Asilsiz bir rivayet miymis onlar Kimsenin benimle derdi yokmus da aldanmis miyim Sokagi coktan gectim, basima bir sey gelmedi henüz. Büyük karsilama meydandadir belki. Büyük savaslar meydandadir zira. Siginagim, taksiti bitmemis evim nerede kaldi Tepeden erken inen bir okcu da ben miyim yoksa Direnebilir miydim daha Ve ne kadar Kalbimde ritimsiz carpintilardan dogan bir hisle kaldim. O hisle yürüyorum. Derken bir cürüme aliyor gövdemi, etlerim siyriliyor kemigimden. Lime lime dökülüyorum isikli kaldirimlara. Camekanlara yansiyan su ucube ben miyim Hicbir tarihi hatirlamaksizin, hicbir hatirasi olmaksizin yürüyorum. Incir neydi Tanrim, zeytin ne Bunu sora sora kemiklerimden siyrilip dökülüyorum kaldirimlara. Ardimda siritkan sahibinin tasmasindan tutup da gezdirdigi bir köpek arsizca yalaniyor.
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno