Ahmet Caglayanin, bir eskiyanin gercek yasam öyküsünden uyarladigi sarsici ilk romani Bir Isyancinin Günlügünü bir solukta okuyacaksiniz. Onunla beraber uzaklara gidecek, daglari dolasacak, düssel ama gercek bir hikayeye dalacaksiniz Uzun süren bogucu ve ugursuz sessizligin ardindan, nabizlari catlayacak derecede atan dört jandarma, mevzilerinden cikarak el tetikte ve iki büklüm evin kapisina dogru ilerlemeye baslar. Icerden en kücük bir ses duyulmamaktadir. Jandarmalardan biri, tas duvari gövdesine siper ederek boynunu öne dogru uzatir. Kapi pervazina yakin noktada acilan kursun deliklerinden birine kulagini dayayarak bir süre iceriyi dinler. Hizla carpan kalp atislari disinda hicbir ses gelmemektedir. Inleme ya da soluk alisverisine dair de en ufak bir isaret yoktur. Kendi aralarinda yeniden fisilti halinde konusmaya baslarlar. Nihayet, S.nin öldügüne kanaat getirdikten sonra iceri girmeye karar verirler. El tetikte, atilan kursunlarla kevgire dönen kapiyi bir omuz darbesiyle acarlar. Kapinin, pervazla birlikte devrilmesiyle yillarin biriken tozu bir anda etrafa yayilir
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno







