Can. Bu, vaktizamaninda zengin beyler tarafindan onlara verilen ortak bir lakapti, zira can ruh demektir; kirilan garibanlarin ise ruhlarindan, yani hissetme ve aci cekme kabiliyetlerinden baska hicbir seycikleri yoktur. Velhasil Can sözcügü, zenginlerin fakirlerle alay etmesi anlamina gelir. Beyler, ruh denen seyin sadece caresizlik oldugunu düsünürlerdi, oysa kendileri de candan kirilip gitmislerdi; kendi canlari, hissetme, cile cekme, tefekkür ve mücadele etme yetenekleri azdi Bu, yoksullarin servetiydi... Müdanasiz gercekciligiyle yasadigi dönemde Sovyet rejiminin sansürüne maruz kalsa da gördüklerini kendine özgü tavriyla dile getirmekten hicbir zaman cekinmeyen Andrey Platonovdan yasama, inanca ve ilkelere dair bicak gibi keskin bir roman Can... Cagimiza söyle bir bakiyor ve su isimlerle hatirlanacagini düsünüyorum Marcel Proust, Franz Kafka, Robert Musil, William Faulkner, Andrey Platonov ve Samuel Beckett. SJoseph Brodsky Platonov sadece kendi kusaginin sesi degil, ayni zamanda idealizmin kusurlarinin gerceklesmis hayallerini gölgede birakmaya mahkm oldugu konusunda bizi uyaran bir bilge. SThe Washington Post Can, tüm büyük eserler gibi kaynagini tecrübe ve özlemden aliyor... Özlem öyle yogun ki satirlarin arasindan parliyor. SGeorge Szirtes
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno







