Dursun Akcam, Daglarin Sultaninda Almanyaya gelmek zorunda kalan okuma-yazma bilmez Kürt Sitonun traji-komik öyküsünü, ironik bir ifadeyle aktarirken, kati feodal yasam bicimi ile modern yasam biciminin catismasini ve bunun carpici sonuclarini, kadin-erkek iliskisine odaklanarak ele aliyor. Bir zamanlar daglari inleten, bes kisiyi kursuna dizen ancak simdi yasamak icin anlasmali evllilikler düzenleyip komisyon almakta olan Sitoya asiretin büyügü amcasi Halo Mirzadan mektup vardir. Memleketinde artik gözden düsmüs olan Sito, mektubu bekleme süresinde gerildikce gerilir; yazilanlari iyice merak etmektedir. Bu sirada da gecmise gider; sevdalandigi kizi, daglari, catismalari, Almanyaya gelisini, basindan gecen olaylari, hapisaneyi, birlikte oldugu kadinlari, dokuz yillik serüvenini tek tek animsar. ... Cevreyi bir gözlemesi, bir koklamasi yetmisti. Alamanda yabanci düsmanligi vardi, issizlik vardi. Anadoludan gelenler, birer birer, ücer beser, bazen gruplar halinde kovuluyorlardi. Azülcü denilen politik siginmacilar, özellikle genc yasta olanlar, terörist gerekcesiyle Türk Cendermesine teslim ediliyorlardi. Sito, terörist adi verilen bu kisilerin Türkiyede baslarina gelecek belayi cok iyi biliyordu Kendisi de yasamisti o günleri bir zamanlar. Herodagi, terörist, anarsist, bölücülük yapan vatan hainlerinin dramiyla doluydu Bu insanlar icin tek kurtulus yolu vardi, bir Alman kadinla evlenmek Bunlarin yani sira kimileri calismak, para kazanmak amaci ile turist olarak gelmisti, kimileri de türlü nedenlerle calisma, oturma izni alamamis gariplerdi. Bunlar da dönmek istemiyorlardi. Hemen hepsinin tutunacagi da bir Alman kadini idi, bicimsel bir nikahti
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno







