Günlerden ihanet, mevsimlerden intihar... Güllerin kendi dikenleriyle kanatildigi zamanlar. Balkanlarda aksam, gözleri yollarda kalmak demektir. Günes, bin bir kollu samdan misali ufuklari yakarak cekilirken, yüreklerin asilmasidir biraz. Karanliklara teslim edilemeyecek kadar kiymetli ne varsa, hepsinin derdini cekme vaktidir. Sanma ki insanlarin kavgasi günesle... Ne yapsin ademoglu Can da gitmis, yongasi da... Cal Daginda benim köyüm. demisti Kara Kedi. Adi Cayleyik... Ta en tepede... Asagi bakinca goca Sarisaban ovasini görürsün. Meydanda ehtiyar bi cinar, gaynar dibinden buz gibice bi pinar. Iki zurna, bir davul... Bir araya gelmisse, Cal Daginda aciyla karisik bir senlik var demektir... Zurnanin sesi aglatir, davulun ki neselendirir. Güz girince Rumeli daglarinda sevenler, sevdiklerine kavusur. Dügün horalari, damat halaylari, gelin aglatma türküleri yürekleri yangin yerine cevirir. Yigidin martini tüfegi elinde; anadan gecmisti, simdi sira yarinde. Sevgi, umutla arkadasmis... Cesaret ise yalnizlikla Cesur olmak istemiyordu artik Hasan. Sevmek istiyordu. Hayati, evi, aileyi... Onun icin de kalbinin gizli bir hücresinde umudu yasatmaya calisiyordu. Tipki, semerinin altina gizledigi altinlar gibi, derin ve korunakli bir yerdeydi son umutlari. Pesinden gitmeye de kararliydi. Bindikleri gemi onlari Rumeli kiyilarindan uzaklastirirken, Debreli Hasan da Balkan türkülerinin ezgilerine gizlenmeye baslamisti bile...
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno