Kalabalik caddeler, arapsacina dönmüs trafik, aksamüstü vapura yetisme telaslari, bazen deniz kenari restoranlarda kaldirilan kadehler, dost sohbetleri, bazen kapici dairelerinden gelen serzenisler Sehrin her kösesinden kulaklarimiza ulasan sesler, nefesler, ömrün dört mevsimi gibi önümüze serilen yasamlar Ne zaman gözlerimizi yasartacak, ne zaman yüzümüzü güldürecek diye kestiremedigimiz heyecanli, kosturmacali, capcanli hikayeler, insan manzaralari Ali Hulki Cihan, üretkenligi ve samimi üslubuyla insan olmanin her halini en yalin bicimde yansittigi, bu cok icten öyküleri ile adindan daha uzun yillar söz edilecek genc bir yazar. Kalemini esirgemeden, korkusuzca kullaniyor. Kahramanlari öyle canli ki adina öykü dedigimiz aynanin karsisinda cirilciplak insanin özünü görüyoruz. Bam telimize dokunan öykülerinden birinde, Kebapci Hidir, bes vakit namazini kilar, cumalari kacirmaz ama yanindakileri sigortasiz calistirir. Müsteriye ne eti yedirdigi süpheli. Bir resmi nikahli karisi var bir de sade imam nikahlisi. Ikisinden yedi cocuk. Kadinlari, cocuklari döver. Sorsan, Dayak cennetten cikma diye tanimliyor bir karakterini. Adamin durusu sinirimize dokunuyor. Okurken sanki cekip icine aliyor metinler bizi. Anlatmak istediklerini icimizde duyuyor, tarif ettigi kokuyu aliyor, sogugu hissediyoruz. Öyle bir subat sogugu vardi ki ellerim dondu resmen. Iceri gectim. Burnuma kesif bir kimyasalla karismis sabun kokusu geldi. Birkac saniye sonra alistim buna, artik kokmuyordu sanki. Suyu actim. Verilen bezle sabunu köpürttüm. Kendim yapmak istedigimi de söyledim. Önce kollarini sabunladim. Sonra bacaklarini ve karnini. Göz ucuyla beni izliyorlardi. Anlayip hemen gelip yan cevirdiler de sirtini sabunladim. Sonra bütün vücudunu duruladim zemzem suyuyla. Ellerinden öptüm. Basini oksadim. Cenesini bezle bagladilar. Beyazlara sarip sarmaladilar. Hayatimin en zor dakikalariydi ama daha önce hic tatmadigim garip bir huzur kapladi icimi disari cikinca diye siraliyor kelimelerini bir baska öyküsünde. Kendimizi metnin akisina kaptirdigimiz yerde bogazimizdaki dügümü geri itip bir kabule variyoruz. Kuskusuz duyguyu okuyucuya geciren kisa, samimi ve oldukca basarili öyküler bunlar. Sade, süssüz, net bir anlatimi var. Kücürek öykünün insanin damaginda biraktigi o nefis tadi hissettiren, abartilmamis, dozunda, sarip sarmalayan sicak bir anlatim. Dubline Gece Ucagi Ali Hulki Cihanin ilk öykü kitabi. Kitabin her halinden yazarin, edebiyat sahnesinde daha uzun yillar yer alacagi, bu güzel serüvenin devam edecegi görünüyor Füsun Mensure
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno