Toplumun tüm sorunlarina kesin cözüm buldugunu iddia eden Britanya hükümeti, Evliligin Kutsalligi Yasasini yürürlüge koymustu. Artik evlilik yalnizca bir tercih degil, bir zorunluluktu. Bekar kalmakta diretenler baskilarla mücadele ederken yeni evlenen ciftlere seckin semtlerde ev, genis kapsamli saglik hizmeti, büyük vergi indirimleri ve cocuklari icin ayricalikli egitim gibi avantajlar sunuluyordu. Ama bu lüksün bir bedeli vardi. Evlere yerlestirilen akilli cihazlar her sözü, her bakisi, her tartismayi kaydediyor, yapay zeka, bu kayitlar üzerinden evliligin risk seviyesini ölcüyor ve birliktelik tehdit altina girdiginde harekete geciyordu. Uyarilar, cezalar ve bazen daha da kötüsü. Devletin tek bir amaci vardi Herkesin sevgi dolu, saygili ve her seyden önemlisi itaatkar olmasi. Dört farkli cift, mahremiyetin tamamen yok edildigi, duygularin bile devlet gözetimine tabi oldugu bu yeni düzende kendi iliskilerini ayakta tutmaya calisirken cok gecmeden bir gercegin farkina varacakti Ask, baski altinda filizlenmez. Ama bu düzende, ask ugruna direnmek ölümcül olabilirdi. Yakin gelecekte, pandemilerin ekonomik sonuclariyla bogusan bir Britanyada gecen zekice kurgulanmis Orwellvari bir gerilim. Marrs, önceki romanlarinda isledigi tekno-distopya fikirlerini genisleterek ürkütücü derecede inandirici bir dünya kuruyor. SPublishers Weekly
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno







