Türk Halk Edebiyatinin ana unsuru Alevi ozanlardir. Bu ozanlar icinde cagimizda öne cikan ozan ise Pir Sultan Abdaldir. Pir Sultanin bir Osmanli pasasi tarafindan asilmasi, yasadigi zamanda, Aleviler üzerine devlet politikasi olarak uygulanan baski, bir özdeslik, bir benzerlik, bir yanlilik ortaya cikarmistir. Tasavvufi anlayis, 13., 14. ve 15. yüzyillarda Anadoluda cok yaygindi. Ahi Evren, Haci Bektas-i Veli, Yunus Emre ve Seyh Bedreddin basli basina ekollerdi diyebiliriz. 16. yüzyildan itibaren ise duraganlik görülür. Bu yüzyilda ortaya ciktigi düsünülen Pir Sultanin siirlerinin ana temasini da tasavvufi algidan uzak tutmak mümkün degildir. Pir Sultana ait 131 siir tespit edilebilmektedir. Bu siirlerin ise sadece dokuzu din disi gösterilmektedir. Bu siirlerin yani sira, Pir Sultan, Pir Sultan Abdal, Sultan Pir Abdal mahlaslariyla en az yedi Pir Sultandan bahsedebiliriz. Bizim konumuz olan, asilan Banazli Pir Sultan, bir baska Pir Sultan Abdalin adini mi almistir, yoksa gercek Pir Sultan Abdal odur ve onunla kendilerini özdeslestirenler deyislerini ona mi mal etmislerdir Pir Sultan asildigi icin, Türk geleneginde görüldügü üzerine, -zamanimizin agitlarinda karsimiza cikar- ölen kisinin agzindan siirler söylenmistir. Bu siirleri, teknik ayirima tabi tutsak bile bir dava pesinde oldugu icin Pir Sultan üzerinden topluma yansitmak mahzurlu görülmemistir. Ayni mahlasla söylenmis siirlerin sayisi 450yi bulur. Kitabimizda, son arastirmalarin isiginda Pir Sultan Abdali bir yere mal etmeden, bir ozan olarak ortaya koymaya calistik. Yine, caginin meselelerinden uzak olmadigi hususlari vurgulamaktan da geri kalmadik. Cünkü bu vurguyla zamanimizla örtüsen taraflari da isaret etmis olduk.
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno







