19. asrin bu Yeni Babili olan Istanbul halkini bütün milletler sekillendirmekteydi. Eskiden nadiren de olsa yasli dilenci kadinlar da düserdi buraya. Colugu cocugu olmayan bu ihtiyarlarin cogu ondan bundan kalma en sefil elbiselerin icerisindeydi Pantolonlar sökük, ceketlerin her yani yamali, gömleklerse So da varsa elbet yirtik pirtik olurdu. Ola ki paltolu birini görürsen de üstündeki cuvali bezi gibi eriyip gitmis olurdu. Kimisi yalinayak, kimisi les gibi kokar, kimisi de tirassiz olurdu. Ama bazen aralarina biraz daha insan gibi giyinebilmis bir-iki kisi de düserdi. Lakin cocuklar, talihsizler, kücücük bedenlerini dogru dürüst saracak elbiselerden mahrum, sadece üstlerine kusakla tutturduklari pacavralar icerisinde yaprak gibi titrerlerdi. Ilaveten bu bedbahtlarin cogu ya acliklari sözde bastirilmis ya da günlerdir ac halde dolasirdi. Kabadayi Stavrisin Hikayeleri, 19. yüzyil sonu Istanbulunun önemli külhanbeylerinden biri olan Stavrisin basindan gecenleri kayit altina aliyor. Yunan mimar ve yazar Panos Celebisin yasli bir akrabasi olan Stavristen dinledigi ani ve hikayeleri yaziya gecirmesiyle gün yüzüne cikan kitap, okura dönem Istanbuluna, gündelik yasam ve yeralti dünyasina dair cesitli anlatilar sunuyor.
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno







