Darbeler, sürgünler, ölen arkadaslar, gurbetteki oglu icin her Allahin günü Babiali Yokusunu tirmanan bir anne, yazar olma serüveninin her anini annesiyle paylasan ogul, ikisini birlestiren ve ayiran sehirler, yün örgüsü kazaklarla paketlenen dergiler, kitaplar, Babiali dedikodulari, Parisin sökülen kaldirimlari, grevler, sikilan yumruklar ve asklar Nedim Gürselin annesine yazdigi mektuplarda, yalnizca bir yazarin yetisme sürecine degil, 1960lardan 80lerin ortalarina kadar Türkiyenin toplumsal tarihine de taniklik edeceksiniz. Bu mektuplar posta kutunuza gelmiscesine sizin olan mektuplar... Sevgili annecigim, Birden sizlere yazmak istedim. Odamda sabaha karsi yalnizim. Calisiyorum. Istanbulda, kitaplar, izmaritler, yazilmamis beyaz kagitlar, müsveddelerle dolu odamdayken, disarida sabah olurdu. Bu sehirde yasadigim sicak bir gecmisi yeniden kurmak gittikce güclesiyor. Türkiyede 1971 yilinda genc olmamin sorumlulugunu devrimci dostlarimla paylasamadim. Öyküler yaziyordum, belki iyi, degisik bir baslangic yapmistim ama yazarlik serüvenim de yarim kaldi. Sanki yillardir burada, Paristeki odamin, üstüme yikilacakmis gibi duran renksiz duvarlari arasinda yalniz yasiyorum. Arada bir icimden anlatilmasi güc, güzel bir cosku geciyor. Uzun, yeni bir öyküye basladigimi düsünüyorum.
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno