Düs, düsünce, düsence Düsüncelerime hükmümü geciremiyorum, onlar boyuna, ardi ardina düsüyorlar, düsüyorlar, düsüyorlar zihnime... Akisi durduramiyorum. Zapturapt altina almak ne mümkün Düsünceler iradi bir üretim degil, varit seyler düsen, düsüveren, gelen, geliveren seyler Düssel bir saganak, göksel bir armagan bunlar. Zihnime üsüsüyorlar, tipki cicege üsüsen arilar gibi. Kar gibi gökten düsüyorlar üstüme üstüme, bu yüzden onlara düsenceler diyorum bazen. Düsünce, düsü de iceriyor hem. Düssel bir boyutu var düsüncelerin... Hem düsvari, gayriiradi geliyorlar insana, varit oluyorlar kalbe, doguyorlar ice... Hem de tipki düsler gibi gerceklikten bir kopusu ve düsmenin yarattigi bir sadmeyle de bir yükselmeyi temin ediyorlar. Düsünce, gerceklikten bir kopup-yükselmeyi ifade etmiyor mu bir bakima Düsünce düsünce zihne, varit olan varit olunca kalbe, dolan dolunca ice kopup-yükseliyoruz dünyadan. Ucmaga yükselemesek de Kopup-yükseliyoruz ve belli bir irtifada askida kaliyoruz bir an Dünya ayrac icinde Yükseliyorum, daha da, daha da ufak görünüyor dünya gözüme. Yükseliyorum, olanca karmasasina karsin, daha bir, daha bir bütünlük icinde kendini bakisima veriyor dünya. Ama ayni zamanda o toparlaklik ufalarak bakisimdan gitgide yitiyor da. Ben dünyadan degilim. Edebi olanla felsefi olan arasinda, dahasi mensur olanla manzum olan arasinda bir tereddüt, gelgit ya da gecisim olarak bu metinler, diskürsif düsünüs tarzindan ve kavramsal felsefe yapma yordamindan sikilmis bir felsefecinin düslem gücü ile anlagi birlikte-isletmeye matuf baska türlü düsünme temrinleri olarak da okunabilir pekala.
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno