Felsefe tarihinin en büyük veya en etkili, üzerine en cok konusulmus ve yazilip cizilmis isimlerinden biri hic kuskusuz Aristotelestir. Nitekim Aristotelesin fizigi ve gökbilimi, daha dogrusu bir bütün olarak kozmolojisi, 1687 yilinda Newtonun Principia eseri yayimlanana kadar, yani iki bin yili askin bir süre boyunca, özellikle Bati dünyasinda, ayrica veya dolayisiyla Islam dünyasinda mutlak bir paradigma olarak hüküm sürmüstür. Öyle ki Aristotelesten yüzyillar sonra dogan yeni dinlerin önde gelen temsilcileri veya savunuculari, mensup olduklari bu yeni dinlerin mesruiyetini ispatlamak ve savunmak icin, söz konusu dinlerin kutsal kitaplarinda ve diger kaynaklarinda ortaya konan kozmolojinin Aristotelesinkiyle bagdastigini göstermeye calismislardir. Bu kisiler bu ugurda bir yandan Aristotelesin eserlerini kendi kutsal kitap ve kaynaklarindaki doktrine yaklastiracak sekillerde serh etmis, bir yandan da kendi kutsal kitap ve kaynaklarindaki doktrini Aristotelesci paradigmaya uydurmuslardir. Aristotelesin bu baglamda en cok serh edilmis eseri ise hic kuskusuz Metafiziktir. Ister Müslüman olsun ister Hristiyan, orta cag filozoflari arasinda Metafizik sarihi olmayan pek azdir. Hatta Aristotelesin Metafizikinin bütün bir Bati felsefesi tarihinde üzerine en cok calisilmis, en cok konusulmus ve en cok tartisilmis eserlerinden biri oldugu pekala söylenebilir.
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno