Bir seyi inkar etmek, onu ispat etmekten cok daha zordur. Örnegin, bir pirinc tanesinin varligini ispat etmek icin onu göstermek veya kücük bir örnegini sunmak yeterlidir. Ancak ayni pirinc tanesinin varligini inkar etmek, yalnizca bulundugumuz mekani degil, Avrupa, Afrika, Cin ve tüm dünyayi; hatta evrenin tamamini taramayi gerektirir. Bununla da yetinilmez; gecmis zamanlarin da incelenmesini gerektirir. Bu örnekten hareketle, Allahin, Cennet ve Cehennem gibi alemlerin varligini kabul etmek, inkar etmekten cok daha kolaydir. Allahi ve ebed alemleri ispat etmek icin 2 güvenilir sahidin varligi bile yeterli iken 124 bin peygamberin sahitligi, peygamberlerin gösterdigi mucizeler ve geride biraktiklari eserler, dünya tarihindeki yankilari, farkli renk, dil ve kültürlerden milyonlarca insanin farkli zaman dilimlerinde bu peygamberleri tasdik etmesi ve daha yüzlerce somut ve tutarli kanitlar mevcuttur. Buna karsin, Allahi ve bu alemleri inkar etmek icin bir karadeligin icine girip ötesini görmek, hatta evrenin genisleme hizini asarak evrenin sinirlarinin ötesine gecmek gibi imkansiz bir caba gerekir. Dolayisiyla mantiksal olarak düsünüldügünde inanmak, inkar etmekten cok daha kolaydir. Insana ayrica dogustan bir inanmaya meyilli olma hissi verilmistir. Bu his, Yaratici tarafindan verilmis bir sefkat kredisi gibidir. Yani dissal faktörler icinde inanmak ne kadar kolay ise icsel faktör baglaminda da inanmak oldukca kolaydir.				
				
				
			Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno







