Dogum günüm yaklasiyordu. Bir yas daha yaslanacaktim. Elli besinci yas günüm olacakti. Seneler hizli geciyordu. Yapmak istedigim bircok sey vardi ama yapamiyordum. Denize gitmek, alisveris yapmak, bir kitapciya gidip kitap secmek, arkadaslarimla bulusmak, disarida bir seyler icmek Bunlari yapabilenler ne kadar sansli olduklarinin farkinda bile degildiler. Kücük seylerden mutlu olmayi hayatin hizli akisinda atliyordu insanlar. Baslarina kötü bir sey geldigi zaman üzülüyor, ellerindekinin degerini göremiyorlardi. Benim de tek nefes aldigim yer parkti. Annem bu sene dogum günümü parkta kutlamayi teklif etti. Ilk duydugumda sasirdim ve cok sevindim. Pastayi ve cayi biz yapariz, gelenler tabak canagini getirir, dedi. Ilk önce kuzenime söyledim, bu fikri cok begendi ve gelecegini söyledi. Bütün komsulara da haber vermek lazimdi. Bir de liseden arkadasim Ipek vardi, onu da cagirmaliydim. Sevgili arkadasim sik sik arayip halimi hattimi sormus, hastanede de beni yalniz birakmamisti. Ikizleri de cagirsam mi, diye düsündüm. Calistiklari icin gelemeyebilirlerdi ama yine de davet etmeye karar verdim. Neseli kisilikleriyle ortama renk katacaklarina emindim.				
				
				
			Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno







