Kitaptaki öyküler, yalniz sergiledigi ayrintilarin, getirdigi cagrisimlarin, önümüze cikardigi yasam kesitleri ve insan iliskilerinin yolculugu olarak degil, ayni zamanda öykü dünyamizin gelenek zincirine eklenen halkanin ve bu zincire bundan sonra eklenecek yeni halkalarin yolculugu olarak da okunmali. - Kemal Özer -Dosyanin ilk öyküsünün ilk cümlesini okudugumda nasil bir yolculuga ciktigimi da anlamistim. Genc öykücülerin önündeki engellerin en büyügü birikime dayanmadan yola cikmalari ve cok aceleci olmalari. Cagrinin onlardan biri olmamasi rahatlatti beni. Cümle yapisi, sözcük secimi, ayrintilarinin islevsel olmasi, diyaloglardaki dogallik kendi sesine cok yakin oldugunun göstergeleriydi. Birikimli oldugu, öykü üzerine yogunlastigi, yazdiklarini dinlendirip farkli süzgeclerden gecirdigi hemen belli oluyordu. En önemlisi de ilginclik pesinde kosmayip kendi öyküsünü aramasiydi. Yazdiklarini dogal ve icten yapan da buydu. - Cemil Kavukcu -Egilip yerden tas topluyor. Bir, iki, üc Dördüncüsü kayip düsüyor elinden. Önemi yok; kalanlar avucunu dolduruyor zaten. Parmaklarinin arasindaki taslari birbirine vurmaya basliyor. Bir ses var artik; kendinin, esegin, circir böceklerinin disinda bir ses. Yeniden yürüyebilir simdi; birbirine vuran taslarin sesi agir agir ilerliyor patikada
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno







