Sanat özerk bir deneyim alani olarak kurulup müzelere veya konser salonlarina yerlestigi zaman, kendi disina cikma, yani sanattan baska bir sey olma zorunlulugunu da hissetmeye basladi. Müzik, müzisyenlerin icra ettigi sanattan fazlasi, ruhun dili oldugu iddiasinda bulundu. Mimarlik binalar insa etmek yerine yeni bir dünya kurmak istedi, bunun icin göklere uctu. Modern ve devrimci sanatcilar tablo yapmayi birakip yeni hayatin bicimlerini üretmeye karar verdiler. Cagdas sanatin performans ve yerlestirmeleri ise sanat ile siyaset arasindaki belirsiz alanda duruyor. Bu yolculuklardan bazilarinin izini süren Jacques Rancire, Kant ve Hegel gibi filozoflarin yoldaki kivrimlari, dönemecleri anlamamizda bize yardimci olabilecegini gösteriyor. Genc Marxin düsüncesi ile sanatin yolunun kesistigi noktaya dikkat cekiyor özellikle. Bicimci diye suclanan Sovyet sanatcilarinin nasil devrimi resmetmek yerine bizzat devrim olan bir sanat yaratmak istediklerini anlatiyor.
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno