Gecenin gec bir vakti köye vardi, K. Köy karlara gömülmüstü. Satonun bulundugu tepeden iz eser yoktu ortada; sis ve zifiri karanlik tepeyi kusatiyor, büyük satoyu ele veren en sönük bir isik secilmiyordu. K., anayolu köye baglayan ahsap köprüde uzun süre dikildi, gözlerini kaldirip yalanci bosluga bakti. Ardindan geceyi gecirecegi bir yer aramak üzere yürüdü. Oteldekiler henüz uyanikti. Gec vakit bir müsterinin cikip gelmesine hayli sasiran otelci, K.ya verecekleri bir odalari bulunmadigini, ancak onun isterse salonda bir silte üzerinde yatabilecegini söyledi, K. bu öneriyi kabul etti. Salonda henüz bira icen birkac köylü seciliyordu, ama kimseyle konusmak istemedi K. tavan arasindan silteyi kendisi alip gelerek sobanin yani basina uzandi, icerisi sicakti, köylülerin de sesi cikmiyordu; yorgun gözlerle biraz onlari süzdü K. derken uyuyakaldi. ... Sato, Franz Kafkanin 1922 yilinin baslarinda kaleme aldigi ancak ölümü nedeniyle yarim kalan ve ancak iki yil sonra Max Brod tarafindan 1926 yilinda yayimlanabilen romanidir. Kafka bu eserinde bürokrasiyi, resmi makamlari, resmi makamlarda yasanan aksakliklari, görünmeyen üst düzey yöneticileri acik bir sekilde elestirmistir. K., kadastrocu olarak bir köye gelir, zar zor kalacak bir yer bulur. Gecenin bir yarisi, köylüler tarafindan uyandirilir ve Satonun izni olmadan köyde kalamayacagini ögrenir. K, kendisine gelen bir mektup sonucunda kadastrocu olarak geldigini ve Satoya ulasmasi gerektigini köylülere aciklamaya calisir. Fakat ne köylülerin bunu anlamasi kolay olacaktir, ne de satoya ulasmak... Bu zorlu yolda K., bircok köylü ile baglantilar kurar.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.
Hinweis: Dieser Artikel kann nur an eine deutsche Lieferadresse ausgeliefert werden.