Antropolojinin insani cesitliliginin düsünüs, eylem ve hayatta kalma bicimleri arasindaki farkliliklarla birlikte degiskenligin ayirdina varma bakis acisiyla hareket eden bu calisma farkli kültürlerde, iki cinsiyetli beden algisini asan seks deneyimleri, duygulari ve anlamlarina dairdir. Seks bir biyolojik dürtü olsa da farkli yerlerdeki insanlar tarafindan farkli yasanmaktadir. Farkli bicimlerde yapildigi gibi buna dair duygular da yapildigi toplumsal ve kültürel ortama bagli olarak degisir. Cinsel pratigin bu deneyimsel yönünü vurgulamak icin, özellikle insanlarin kendilerinin seks hakkinda ne söyledikleri ve yaptiklari, onu nasil algiladiklari ve yorumladiklarina bakmak ufuk acicidir. Kültürün önemli bir kismi, insanin biyo-kültürel yeniden üretiminin vazgecilmez bir olgusu olan seksin denetlenmesi, bastirilmasi, gizlenmesi üzerine sekillenmesine karsin, öte yandan tüm yasaklarin yerle bir edildigi bir alandir. Bu, insan cinselliginin karakteristik olarak belirsiz ontolojik statüsüyle ilgisi olabilir; cünkü seks ne tam anlamiyla biyolojik ne de tam anlamiyla kültüreldir ama görünüse göre ayni anda her ikisidir. Seks toplumsal kimliklerin hem üretici hem de yeniden üreticisidir ve bu kimlik resmi ve gayri resmi cinsel anlasmalarla kisitlanmasina karsin, cinsel sekillenmeleri saran pratiklerin ayni anda nasil duygusal, toplumsal, siyasal ve psikolojik olabildigini, farkli kültürlerden etnografik örneklerden, ya da ötekilerden ögrenmeye davet eden bir calisma elinizdeki kitap...
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno