Efsun Zorlu, dogup büyüdügü Izmirden tip fakültesinden mezun olarak ayrilir ve meslegi onu Sanliurfaya kadar sürükler. Henüz mesleginin ilk haftasindayken, on sekizinci yasinin ilk gününde hastaneye getirilen genc bir kizla karsilasir. Efsun icin bu genc kiz bir vakadan öteye gider ve gittikce derinlesir. Sir perdesini aralamak Efsun icin artik bir mecburiyettir. Düstügü derinlikte doktor kimligiyle kalmasi imkansizlasir. Hastasinin vücudunda fark ettigi izler onu adim adim kendi gecmisine götürür; vardigi yerde ise gelecegini baskasinin dudaklari arasinda bulur. Gecmisin pencesi ensesindeyken atacagi adimlar artik onun kontrolünde degildir. Tek gayesi genc bir kizi kurtarmakken yüzüne kapanan kapilar, sirtini dönen bedenler, korkaklar ve acizler cirit atmaya baslar. Bir gecmis. Bir vasiyet. Bir kadin. Verilmis sözler, kurtarilan hayatlar, dogrultulan namlular, yalanlar ve ask. Sanliurfanin orta yerine devrim gibi düsen Efsun, koca düzene bas kaldirirken tek yenilgisini beklemedigi yerden alir. Bu sehre bir yabanci gelir; Fetih Karadere kardesinin elinden sikica tutmus bu yabanciya namlunun ucundan bakmaktadir. Iki silah. Iki kursun. Iki hedef Pes etmek nedir bilmiyor. Kus ucmaktan yoruluyor, kanat bitap düsüyor ama o, pes etmek nedir bilmiyor. Hirs degil bu. Bilmedigini yapamayis. Ögrenmesine izin vermemisler. Cahillik. Sahit oldugum en gözü kara cahillik, demisti benden bahsederken. Ben Efsun Zorlu. Bu benim hikayem.
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno