28,99 €
inkl. MwSt.
Versandkostenfrei*
Versandfertig in über 4 Wochen
payback
14 °P sammeln
  • Broschiertes Buch

Amok Kosucusu 1912 yilinda Napoli Limaninda büyük bir transatlantigin bosaltilmasi esnasinda meydana gelen esrarengiz bir kaza Ülkesine gitmek üzere Kalkütadan gemiye binen bir Avrupali Gemide herkesten saklanan bir doktor Isimsiz doktorun Avrupali yolcuya anlattigi sirri Malezya ormanlarinda kimsenin ugramadigi ücra bir noktada doktorun tanistigi cazibeli, magrur, onu cilgina ceviren, kariyerini bitiren, hayatini altüst eden Ingiliz kadinla ilgili bir gizem Tutkunun esiri olan, pismanliklar icinde kivranan, vicdanini rahatlatmak, kendini affettirebilmek icin delicesine kosan bir adamin öyküsü…mehr

Produktbeschreibung
Amok Kosucusu 1912 yilinda Napoli Limaninda büyük bir transatlantigin bosaltilmasi esnasinda meydana gelen esrarengiz bir kaza Ülkesine gitmek üzere Kalkütadan gemiye binen bir Avrupali Gemide herkesten saklanan bir doktor Isimsiz doktorun Avrupali yolcuya anlattigi sirri Malezya ormanlarinda kimsenin ugramadigi ücra bir noktada doktorun tanistigi cazibeli, magrur, onu cilgina ceviren, kariyerini bitiren, hayatini altüst eden Ingiliz kadinla ilgili bir gizem Tutkunun esiri olan, pismanliklar icinde kivranan, vicdanini rahatlatmak, kendini affettirebilmek icin delicesine kosan bir adamin öyküsü Elinizden birakmadan okuyacaginiz, sizi bulundugunuz yerden, zamandan alip götürecek Stefan Zweigin dünyada en cok bilinen ve okunan basyapit öyküsü Amok Kosucusu. Ay Isigi Sokagi - Mürebbiye- Görünmeyen Koleksiyon Stefan Zweig, üc novellasindan olusan bu kitapta yine insan psikolojisinin derinliklerine iniyor. Ay Isigi Sokaginda, Fransada denizcilerin ugrak yeri olan bir liman kentine gidiyoruz. Bir gezginin, Almanca sarki söyleyen bir kadin sesi duymasi ve sesin sahibini aramasiyla macera baslar. Anadilinde duydugu sarkinin pesinden giden gezgin, bir batakhanede sesin sahibini bulur. Mürebbiyede; iki kücük kizin, bakicilarinin yasadiklarina tanik olmasi, yetiskinlerin kati ahlak kurallari ve acimasizliklariyla tanismasi ve bir daha asla onarilamayacak sekilde yara almasini okuyoruz. Yazarin sanat ve siyasi tarihle harmanladigi Görünmeyen Koleksiyonda ise, bir antikacinin müsteri listesinde adini görüp merak ettigi yasli bir koleksiyoneri ziyaret etmesiyle gelisen olaylara tanik oluyoruz. Yakici Sir Avusturya Alplerinde bulunan bir otelde tatilini geciren Baron icin, sikici günlerini renklendire-bilecek tek sey flört edebilecegi bir kadinla tanismaktir. Ayni otelde tatil yapan bir kadin dikka-tini ceker. Fakat kadin sert görünümüyle bütün ümidini kirmistir. Onu etkilemenin yolunun, kadinin on iki yasindaki ogluyla dostluk kurmak oldugunu düsünür. Simdiye kadar cocuk ol-dugu icin yeterince ciddiye alinmadigini düsünen Kücük Edgar, kendisine bir yetiskin gibi dav-ranan Barona büyük bir hayranlik ve coskuyla karsilik verir. Bir süre sonra Baron, cocugu kullanarak annesiyle de samimiyet kurar. Ilk basta her sey yolunda giderken, cocuk git gide bu üclü arkadasliktan dislandigini hissetmeye baslar. Annesiyle Baronun kendisinin bilmedigi bir sir paylastigina, Baronun annesini üzecek kötü planlari olduguna, bir seylerin yanlis gittigi-ne inanmaya baslar. Kendisinden saklanan bu sirri kesfetmek ve annesini korumak icin büyük bir mücadeleye girisir. Bir Cöküsün Öyküsü XV. Louis dönemi Fransiz sarayinin en etkin kadinlarindan Madame de Prie, bir gün kralin gözünden düser ve Normandiyada bir köye sürülür. Erkekler tarafindan ilgi görmeye, Parisin isiltili hayatina, yapmacik da olsa saygi ve hayranlik duyulmasina aliskin olan Madam icin bu sürgün günleri katlanilmazdir. Yalnizlik cekecegi ve kendiyle bas basa kalacagi bu zamanda hayatina anlam katan tek seyin eski günlerdeki yasantisi oldugunu anlar. Artik gitgide saglikli düsünme yetisini de kaybetmistir. Bir gün, onu kiskanan ve sehirden uzaklasmasina icten ice gülen ne kadar aristokrat varsa hepsini sürgün oldugu köye toplayarak bütün zenginligini gösterebilecegi bir sölen yapmaya karar verir. Amaci hem dikkat cekmek, hem mutlu oldugunu sanmalarini saglamak hem de onlara unutamayacaklari bir veda etmektir. Insanligin Yildizinin Parladigi Anlar Insan hayatinda cok nadiren alcakgönüllülük gösteren o büyük an, kendisinden yararlanmasini bilmeyenlerden son derece korkunc intikam alir. O büyük an, ürkekleri asagilamayla geriye iter ve yeryüzünün bir baska tanrisi olan yilmayan yaradilislari ise, atesli kollari arasina alip kahramanlarin gökyüzüne yükseltir. O bir tek saniyeyi, layik olmadigi halde kendisini kadere söz gecirecek yere yükseltmis o saniyeyi, hicbir sey bir daha geri getiremez. Sans, cok sevdiklerine karsi bile her zaman cömert degildir ve ilahlarin, ölümsüzlere unutulmaz isler basarma imkanini bir defadan fazla verdikleri az görülmüstür. Ikinci Mehmetten Händele, Yüzbasi Rougetden Napolyona,Goetheden Dostoyevskiye, Tolstoya, Lenine yasanmis öykülerde insanlik tarihini degistiren o ana taniklik edeceksiniz.