Sözler, kaleminin ucuna süzülerek gelen gercegin aynasidir diyen yazar Leyla Ipekci yeni romaniyla okurlarini selamliyor. Bu kez aynasindan 60 yildir icinde yüzdügü bellek denizine, Bogazicine bakiyor. Cocuklugunu gecirdigi Bogazicinin sulariyla, Hisarin taslariyla, bulutlar ve kuslarla, onlarin diliyle konusuyor.Iki Bogaz arasinda tek yolcu benimYazar Nida Türkerin son zamanlarda yasadigi bellek yitimine bir türlü teshis konulamaz. Sanki ic dünyasi disina tasmis, tüm dünya da onun icine hücum etmistir. Yasadigi Anadolu Hisarinda roman karakterleriyle terapisti, komsulari, kocasi ve kimi zaman torunu yer degistirmekte, rüyasindaki görüntüler yazdiklarinda suret bulmakta ve zamanlarla mekanlari ic ice geciren bellegi ona türlü oyunlar oynamaktadir.Etrafindakiler ondaki bu tuhaf hali bilinmeyen bir hastaliga yorarken o ise halindeki muammayi usul usul okurun kabina dökmeye baslar. Insanin anlamini ayrinti gibi görünen gerceklerde saklayan ve kaleminde ona yeniden anlam kazandiran Nida Türker daha önce hic kurulmamis baglantilarin ic yüzüne okur ile birlikte dalacaktir. Bogazicinde gömülmüs bir sirrin su üzerine cikmakta olan yüzüne dogru uzun mesafe yüzücüsü gibi sabirla kulac atarken Sandalcinin emanetine uzanacak midirYazilanlar, romancinin ana malzemesi olan dile kendi sesini veren bir nefesten dirilir diyen Ipekci, her kelimenin kendi kast ettiginin cok ötesinde anlam kazanmasinin bu nefesi kaynagindan cektigini ögrenmekle baslayan harikuladeliklerle dolu bir yolculuk olduguna inaniyor. Romanin tipki gercek gibi yazilan degil yasanan bir sürecle canlandigindan hareketle kelimelerin birbiriyle bulusmasinin essiz bir genisleme sevki verdigini belirtiyor. Aynasindaki sirrin yüzünü bu sevk ile acmaya ve örtmeye calisan Ipekci, insan gercegine dogru her romanda kaldigi yerden yüzmeye devam ediyor.
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno