Masalsi pastoral hatiralarla basladik hayata ve bizden önceki caglarda Insanlik hic bu kadar uzun adimlarla kosmamisti. Sefkat ve nifak, sadakat ve hiyanet, masumiyet ve desise, irfan ve cehalet... Insanin mayasindaki her cevher, bu topraklarda eski caglardan kalma görkemli harabeler gibi göz önünde duruyor. Bizde yasayip gördügünü yazan kisi sayisi Batiyla kiyaslandiginda yok gibidir. Bu sebeple kendi gecmisimizi ögrenmek icin batili kaynaklara gerek duyariz. Bu sebeple Prof. Dr. Rüstem Askinim Yüzyilin Hikayesi baslikli hatira ve notlari daha da anlamlaniyor. Insanlik tarihinin önemli bir kirilma caginda Türkiye gibi merkezi cografyada olup bitenler kimi zaman sari sacli kücük bir cocugun gözüyle. kimi zaman Anadolulu bir gencin idealizmiyle, kimi zaman cesitli sosyal kesimleri irdeleme imkani bulmus bir bürokratin kalemiyle ve nihayet ömrünün olgunluk cagin yasayan bir bilgenin nazariyla degerlendiriliyor. Kah yürek sizisiyla okunuyor hatiralar, kah coskuyla. Yer yer Anadolu deyisleri kadar dokunakli, yer yer eski zaman masallari kadar büyüleyici, Karacaoglan güzellemeleri ölcüsünde lirik. Belki bize ait edebiyattan en büyük farki icerdigi sasirtici realizm. Her kalemin harci olmayan objektif bir sentez gücü bu Objektif, cünkü hatiralarin sahihi, Cumhuriyet caginin bütün kahramanlarini hastasindan anamnez kaydi alan bir doktor ciddiyeti ve tarafsizligiyla dinleyip gözlemlemis. Hasilati bilgelik olan bir ömrün hülasasi bu. Bez bu cagda yasadik Bir ömürlük yasanmislik degildi bizimkini. Üc ömür, bes ömür. O sebeple yazmasa olmaz idi. Kalem iyi ki var. Ölüyor insanlar ve yazilmadiginda kelimelerin ömrü kelebekler kadar Hulusi Üstün
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno