Nietzsche, bu yazisinda Yunan felsefesi üzerinde edinilmis ve alisilmis yüzyillik düsünce ve inanclari, o zamana kadar görülmemis bir cesurlukla altüst etmekte, bu husustaki deger yargilarini tersine cevirmektedir. Ona göre Yunanin felsefede en parlak devresi, Sokrates, Eflatun, Aristotelesi yetistirmis olan dar anlamdaki klasik devre degil, Trajik cagda gelismis olan Sokrates-öncesi felsefedir. S Neden Cünkü Yunan felsefesinin bu genclik devresi, felsefe ile tragedya arasindaki derin yakinligi gözden kacirmamistir. Tragedya, insana ne oldugunu, onu geleneklerle pekinlesmis türlü baglardan kurtararak, telkin eder. Ona, özgür bir kisilik oldugu bilincini verir fakat varliginin bu özgürlük ile alin yazisi arasinda bir denge oldugunu da gösterir. Bu bakimdan insan varligi ve hayati, yukarida da isaret ettigimiz gibi, trajiktir. Tipki bunun gibi, düsünen insan, evrenin karsisinda, kendini bagimsiz ve düsünen bir kisilik olarak duyunca, kendinin evrenle Ben arasinda bir denge oldugunu anlar; böylece de trajik durum meydana gelir. Bu sebeple, tragedya ile Sokratesten önceki felsefe arasinda, hatta tragedya yazarlari ile bu felsefenin Thales, Herakleitos, Parmenides gibi kisilikleri arasinda, sadece bir paralellik degil bir akrabalik, bir yakinlik vardir.
Bitte wählen Sie Ihr Anliegen aus.
Rechnungen
Retourenschein anfordern
Bestellstatus
Storno