Adalet nerede kaybolur? Hangi kapilarda, hangi mahkeme salonlarinda, hangi kararlarda gömülür? Insan bir anda nasil olur da suçsuz yere hayatindan koparilir, sevdiklerinden ayri düser, özgürlügü elinden alinir?
Murat Bicil, 1977 Samsun dogumlu, hayatinin en verimli çaginda kendini beklenmedik bir yargilama sürecinin içinde buldu. Bir gecede degisen hayat, çalinan özgürlük, yitirilen yillar... Ama asla yitirmeyi kabul etmedigi bir sey vardi: masumiyetine olan inanci.
Müebbet Masumiyet - Kelâm-i Kalp, tas duvarlar arasinda, issiz zindan gecelerinde, dört duvarin çaresizliginde kaleme alinmis siirlerin toplamidir. Ancak bu misralar hiçbir zaman esir degildir. Aksine, özgürlügün en saf halidir; çünkü hiçbir güç düsünceyi, vicdani ve kalemi zincirleyemez.
Bu kitaptaki her siir, bir feryadin dizeye dönüsmüs halidir. Ama ayni zamanda bir umut manifestosudur. Bicil'in siirlerinde yalnizca aci ve öfke degil, güçlü bir adalet arayisi, sarsilmaz bir inanç ve karanlikta bile sönmeyen bir isik vardir.
"Hüküm giydim bugün / Bir sabah vakti / Müebbet masumiyeti"
Bu dizeler, sadece kisisel bir hikayenin ötesine geçer. Binlerce haksizliga ugrayanin, yanlis yargilananin, vicdanina siginanin ortak sesine dönüsür. Adaletin kayboldugu, hukukun araçsallastigi, hakikatin gölgelendigi her yerde yankilanan evrensel bir çigliktir bu.
Kitabin temel eksenini olusturan üç kavram vardir: Hak, Hukuk, Hakikat. Bicil, siirlerinde sürekli bu üçlünün pesinden gider. Adaletin yalnizca prosedürel bir süreç olmadigini, vicdanla, hakikatle ve hakkaniyetle bütünlesmesi gerektigini haykirir.
"Ben hak bilirim / Hakikat bilirim / Adalet pesinde / Ömür tükettim"
Siirlerde "Adalet Kumpanyasi", "Kara Cüppeler", "Yargisiz Infaz", "Tas Duvarlar" gibi güçlü imgeler, hukuk sisteminin araçsallastirilmasina, vicdanin satilmasina, masumiyetin yok sayilmasina sert bir elestiri getirir. Ama bu elestiri asla ümitsizlige dönüsmez. Her siirin sonunda bir umut vardir, bir sabir, bir direnç.
Murat Bicil, kendini sair olarak tanimlamaz:
"Ben sair degilim / Ne misra ne kafiye bilirim / Gülizar-i üstad içinde / Naçiz bir dikenim"
Ama iste tam da bu alçakgönüllülük, siirlerinin en büyük gücüdür. Çünkü bunlar teknik ustalik gösterisi degil, yürekten gelen, aciyla yogrulmus, umutla kaleme alinmis gerçek sözlerdir. Kelâm-i Kalp, kelimenin tam anlamiyla "kalbin konusmasi"dir.
KARANLIKTAN AYDINLIGA YOLCULUK
Kitap, karanligin en derin noktasindan baslar ama hiçbir zaman orada kalmaz. "Yoklukta Buldum", "Günes Dogacak", "Her Sey Çok Güzel Olacak" gibi siirler, dibe vurusun ardindan yükselisin, karanlikta isik aramanin, ümitsizlige teslim olmama kararliliginin misralaridir.
"Yarin günes bizim için dogacak / Tarih bugünleri yazacak / Yüregimizde umut gözlerimizde isik / Inan hersey 'Çok Güzel Olacak'"
Müebbet Masumiyet - Kelâm-i Kalp, yalnizca haksizliga ugrayanlar için degil, adalete inananlar için; yalnizca mahkûmlar için degil, vicdani olanlar için; yalnizca siir severler için degil, insanliga inananlar için yazilmistir.
Bu kitap, her okuyanin vicdanina bir ayna tutar. "Acaba ben de bu haksizliklara sessiz mi kaldim?" sorusunu sordurur. Ve en önemlisi, karanligin en koyu oldugu anda bile umudun mümkün oldugunu, masumiyetin asla teslim alinamayacagini hatirlatir.
BIR HESAP SORMA, BIR UMUT MANIFESTOSU
Murat Bicil'in siirleri, gelecek nesillere bir tanikliktir. Tarihin karanlik sayfalarinda, adaletsizliklerin belgesi olarak kalacak bu misralar, ayni zamanda bir ümit isigidir. Çünkü her satir sunu haykirir:
"Müebbet masumiyete mahkûm edildim"
Masumiyet müebbettir. Zulüm geçicidir. Adalet er ya da geç geri gelecektir.
Dieser Download kann aus rechtlichen Gründen nur mit Rechnungsadresse in A, B, CY, CZ, D, DK, EW, E, FIN, F, GR, H, IRL, I, LT, L, LR, M, NL, PL, P, R, S, SLO, SK ausgeliefert werden.








